Glisemik İndeks ve Diyabette Gıda İntoleransı
Glisemik İndeks
Saf şeker vücudumuzda en yüksek insülin karşılığına neden olsa da birçok diğer yiyecek de benzer insülinojenik (insülini stimüle eden) etkiye sahiptir. İnsülin etkileri açısından yiyecekleri değerlendirmek için Toronto Üniversitesi’ndeki diyabet araştırmacıları tarafından bilimsel bir değerlendirme sistemi geliştirildi. İndeks farklı yiyeceklerin kan şekeri seviyelerindeki gerçek etkilerini ölçerek insülin etkilerinin bir karşılaştırmasını sunuyor. Glisemik indeks değeri yüksek olan yiyecekler daha yüksek insülin tepkisine sebep oluyorlar.
New Jersey, Springfield’da Overlook Center for Weight Management’ın Tıbbi Direktörü Richard Podell düşük glisemik indeksi olan gıdaları seçmenin “kan şekerini stabil tutmanın ve insülini düşük tutmanın sırrı” olduğunu belirtiyor. Dr. Podell “The G-Index Diet” kitabında temel kategorilelei indeksi basitleştirmiştir. Aşağıdaki genel gözlemleri yapmıştır:
Daha fazla insülin reaksiyonuna neden olan indeksi yüksek gıdalar: beyaz ekmek, simit, İngiliz muffini, paketlenmiş kahvaltılık gevrekler, yağ oranı düşük dondurulmuş tatlılar, kuru üzüm ve diğer kuru meyveler, tam yağlı süt ve tam yağlı peynir, yer fıstığı ve yer fıstığı ezmesi, sosis ve işlenmiş etler
İndeksi düşük, insülin seviyelerinin zirve yapmasına sebep olmayan gıdalar: en taze sebzeler, yeşil yapraklı sebzeler, çekirdekli meyveler ve kavun, % 100 tam tahıllı ekmek ve minimal işlenmiş tam tahıllı gevrekler, tatlı patates ve hint yer elması, yağsız süt, yayık ayranı, tavuk, yağsız sığır, domuz ve dana eti dilimleri, kabuklu deniz ürünleri, beyaz etli balık, çoğu baklagiller ve fındık
Pişirilmiş gıdaların indeksi çiğ gıdalardan daha yüksektir. Benzer şekilde, suyu sıkılmış veya püre haline getirilmiş meyve ve sebzelerin indeksi bütün olarak yenildiği zamankine kıyasla daha yüksektir.
Gıda İntoleransı
Dr. Wright diyabetli hastaların gıda intoleransı için test yaptırmalarını öneriyor. Gıda intoleransı enflamasyona ve pankreasın insülin üreten hücrelerinin otoimmün hasarına sebep olarak hastalığa katkıda bulunabilir. Diyabetle ilgili problemlerle ilişkilendirilen gıdalar arasında mısır, buğday, çikolata ve süt ürünleri sayılabilir.
Araştırmalar, bazı tip I diyabet vakalarında hastalığın inek sütünden kaynaklanan bir otoimmün tepki olabileceğine dikkat çeker. Tip I diyabet hastalarının %75’inin kendi pankreas hücrelerine alerjileri olduğu ve onları devre dışı bırakmak için antikorlara sahip oldukları tahmin edilmektedir. Son zamanlarda yapılmış bie Avustralya çalışması, doğduktan sonraki ilk üç ay içinde inek sütü verilen çocukların %52’sinin tip I diyabet yaşama olasılığının daha fazla olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan, doğduktan sonraki ilk üç ay içinde anne sütüyle beslenen çocuklarda diyabete yakalanma riski %34 oranında azalmaktadır. İtalya’da yapılan bir araştırma gösteriyor ki; çocuklarda tüketilen süt ve süt ürünlerinin miktarı ile tip I diyabete yakalanma riski arasında %88’lik bir olumlu korelasyon bulunmaktadır. Görünüşe göre, inek sütünde bulunan bir protein olan bovin serum albumin bazı pankreas hücrelerinin yüzeyinde bulunan bir molekülle yakın benzerlik göstermektedir. Bu benzerlik, bağışıklık sisteminin sanki yabancı proteinlermiş gibi pankreas hücrelerine karşı reaksiyon göstermesine neden olur.
Oklahoma, Choctaw’ın idari müdürü William H. Philpott Tip II diyabette insülin direncinin nedeninin gıdalara ve daha nadir olmak kaydıyla kimyasallara ve uçucu maddelere karşı gösterilen reaksiyonlar nedeniyle vücut hücrelerinde oluşan ödem (şişlik) olduğunu gözlemledi. Bunun kanıtları, tek gıdaların tüketildiği test öğünlerden önce ve sonra kan şekerinin ölçülmesiyle toplanmıştır. Sorun yaratan gıdalar çıkartıldıkça diyabetik reaksiyon kayboldu. Diyabetik reaksiyonun azalması sorun yaratan gıdaların çıkartılmasından hemen sonra, kilo vermeden ve bir takviye almadan görülmüştür. Gıdalara, kimyasal ve uçucu maddelere karşı reaksiyon, tip II diyabette bir insülin direnci sebebi olarak çeşitli araştırmalar ile doğrulanmıştı. Tedavi, üç ay boyunca soruna neden olan gıdaları dışarıda bırakan dört günlük bir çeşitlendirilmiş rotasyon diyetinden oluşur. Bunu diyete bu gıdaların kademeli olarak yeniden sokulması takip eder.
Comments ( 0 )