Çiğnemeyle Gelen Sağlık
Dişlerimin herbirine bir şans vermeyi kural haline getirdim, ve ağzıma aldığım her lokmayı otuz iki kere çiğniyorum. Yaşamımdaki başarılarımın büyük bir kısmını bu kurala borçluyum. –William Gladstone
Sağlığı arttırmak söz konusu olduğunda, sadece ne yediğimiz değil, nasıl yediğimizde önemlidir. Sindirim işlemi, esas olarak ağızda başlar, tükürükteki sindirim enzimleri ve dişlerle temas eden yiyecek, burada parçalanarak aşağıya inmeye başlar. Fakat bugün çoğumuz, telaş içerisinde yeme deneyimini tümüyle acele ile geçiştirip, ağzımızın İçine ne koyduğumuza bakmadan ve onun için şükran duymadan yutuveririz.
Genelde çalışırken, okurken, konuşurken ve TV seyrederken, yani zihnimiz, başka şeylerle meşgul iken yemek yer ve lokmamızı bir bütün olarak yutarız. Ortalama olarak her bir lokmamızı yalnızca sekiz kez çiğneriz. Birçok kişinin, bu yüzden Sindirim Sistemi Rahatsızlıkları yaşaması, hiç de sürpriz değil.
Yavaşlamak ve yiyeceğimizi biraz fazla çiğnemek için, birçok önemli neden vardır oysa:
Tükürük, yiyeceği basit şekerlere parçalar ve bunun sonucunda tatlı bir lezzet ortaya çıkar. Ne kadar çok çiğnersek yiyeceğimiz o oranda tatlanır. Böylece yemekten sonra tatlı aşermesi yaşamayız.
Çiğneme işlemi, sindirim stresini azaltır ve hazmı kolaylaştırır, bu da her lokmanın, bedenimizce en iyi şekilde emilmesine izin verir.
Daha fazla çiğnemek, kendini iyi hissetmeyi sağlayan bir beyin kimyasalı olan endorfin hormonunun da daha fazla salgılanmasına neden olur.
Kilo kaybına da yardımcıdır, çünkü iyi çiğnediğimizde, doyduğumuzu daha kolay anlarız.
Gerçekten, çiğneme işlemi, dolaşımın, enerjinin ve dayanıklılığın artmasını, bağışıklık sisteminin güçlenmesini desteklerken, cilde sağlık kazandırır ve kiloyu da stabilize eder.
Yemek sırasında çiğnemeye zaman ayırmak, tüm yemek işleminin keyfini çıkarmamıza izin verir: Kokular, lezzetler ve dokular… Teşekkürlerimizi, yaşamımızdaki bolluk ve berekete şükranlarımızı sunmamıza fırsat verir, sabır ve kendi kendimizi kontrol yeteneğimizi geliştirmemize yardımcı olur.
Çiğnemenin gücü, o kadar büyüktür ki; bununla ilgili; bir kampta, – diğerleri yapamamışken – kendilerine verilen kısıtlı miktardaki yiyeceğin, her bir lokmasını, yaklaşık 300 kez çiğneyerek, çok az yiyecekle, hayatta kalabilenlerin konsantrasyon hikayeleri mevcuttur. Çoğumuz için, 300 kez çiğneme, korkutucu ve gerçekçi olmayan bir hedeftir. Eğer yemek yemek her gün yapmak zorunda olduğumuz ve kaçamayacağımız bir şey ise…neden tadına vararak, keyfini çıkararak yapmayalım bunu?
Comments ( 0 )